6 Kasım 2011 Pazar

Agent Provocateur - Fleurs du Mal

Aslında pek bizim kapsamımızda bir iş sayılmaz ama konu bir noktada çok ilgilendirdi bizi


Zombi saldırısına benzeyen trajik bir durum yaşayan ablanın korkunç hikayesini kaygı ve endişe ile izledik. Ama videoda en çok etkilendiğimiz şey arkada çalan death metal grubu oldu (gerçekten). Böyle bir çalışmada dinlemeyi düşünmediğimiz bir şarkı olduğundan, şu günlerde röyksopp dinliyor olsak bile, içimizdeki küçük death metalci birden kıpırdanmaya başladı. Özellikle asıl ablamızın lingerie zombiler tarafından dönüştürüldüğü sahnede resmen vay benim anam babam dedik.

Grubun kim olduğu çok yoğun araştırmamıza rağmen tam olarak bulamadık, ama bir ihtimal Omaha Bitch olabileceğini düşünüyoruz.


Mitsubishi - Codex of Reliability

Otomotiv sektörünün reklamları hep kalburüstüdür. Adamlarda para var ve harcamaktanda çekinmiyorlar.    Aynı şey konu dijital olduğu zamanda geçerli. Bugün fwa'ya girin, onlarca otomobil markasının sitesi ile karşılaşacaksınız, sakın şaşırmayın.


Mitsubishi içinde böyle bir iş yapmışlar. Site gayet gösterişli bir flash uygulaması. Bir yandan sade bir çizgisi olan tasarımın aslında ayrıntılarında oldukça ayrıntılı bir içilik var. Özellikle header alanındaki küçük animasyonlar gerçekten çok hoş.

Arabaların üzerinde çıkan samuray çizimleri özellikle çok hoş gözüküyor, çok sevdim. Araba üstüne tıklanınca çıkan animasyonlarda çok hoş olmuş fakat yükleme sürelerine değmeyen bir deneyim sunduğunu düşünüyorum. Böyle bir işten sanırım ben biraz daha etkileşim bekliyorum (araba üstüne tıklayarak bir sonraki ekrana geçmekten daha başka).

http://kodeks.mitsubishi-motors.ru/




4 Kasım 2011 Cuma

Delia Otetea



Delia Otetea Romanya doğumlu bir tasarımcı. Kendisi şu anda Almanya'da yaşıyor ve özellikle 3D işler ile uğraşıyor. Hayır kendisini bizzat tanımıyorum, konumuz olan portföy sitesinden edindim bu bilgileri.


Ablamız (Delia kız ismidir dimi?) 3D modelleme yapıyor, tamam bu durumda çok da enteresan bir şey yok, kabul. Fakat ablamız (Delia eğer bir erkeksen, gerçekten çok özür dilerim) web odaklı işler yapıyor ve ablamızın web sitesi de 3D modellemeleri ile yaptığı tüm işlere referans oluyor.


Delia hazırladığı 3D modellemelerini flash 11 ve away3d kütüphaneleri ile uygulamaya aktarıyor. Flash player 11. sürümü ile doğrudan ekran kartlarına işlem yaptırabildiği için bir önceki nesil flash player'lara nazaran çok daha başarılı grafik performansına sahip olabiliyor. Ayrıca flash 11 ile birlikte Unity ve Unreal Engine gibi bilindik ve başarılı 3D motorları .swf formatlarında üretim desteklerini duyurdular. Bu da yakında flash üzerinde çalışan çok daha havalı 3D oyunlar ve uygulamalar görebileceğimiz anlamına geliyor. 

17 Ekim 2011 Pazartesi

Diesel - Denim

Ve bir uzun aranın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Kendi işimizi kurmak ile meşgul idik, gereken ilgi alakayı blog'umuza gösteremedik, yüreğimizde buruk bir sızı var.

Lakin geri döndük.



Diesel benim sevdiğim bir marka değil. Be Stupid kampanyasını da beğenmiyorum (sanırım dünya da bu kampanyayı beğenmeyen tek kişi benim). Verilen salak olun mesajının alt metninde içi dolu bir şey bulamıyorum. Daha aykırı, daha ucarı olabilmenin zekice bir yolunu bulamıyorsanız iyice mala bağlayın diyorla bence kabaca. Özellikle Diesel kataloglarındaki gibi bir tipseniz ne kadar salak olursanız olun, ihtiyaç duyduğunuz ilgi sizi bulacaktır. 



Her ne kadar markayı ve kampanyasını sevmesemde, Diesel dijital'in önemini anlamış bir marka, hatta sadece anlamakla kalmamış gereğini yapmış bir marka. Burada bahsini geçmediğimiz bir ton işleri var kayda değer olan. 



Denim sayfası da bunlardan bir tanesi. Denim ürünlerin kategoriler şeklinde bize sunulduğu sayfanın ilgimizi çekmesinin sebebi, sayfadaki muazzam HTML5/Javascript işçiliği. 


Markayı kınıyoruz, ama sayfayı ayakta alkışlıyoruz. 

http://www.diesel.com/denim/

16 Ağustos 2011 Salı

Lou Paris


Kadın iç giyim markalarının sanal dünyada aktif faaliyet göstermesinden ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Üstelik sadece sanal dünyada var olmaktan daha fazlasını yapıyorlar, mesela Liaison Dangereuse için yapılan striptiz bannerları işi seksi olduğu kadar da zekice bir işti (banner alanındaki abla soyunmaya başlıyor, bir süre sonra duruyor ve sizi markanın alış veriş sitesine yönlendiriyor, siz iç çamaşırını aldığınız zaman, abla soyunmaya devam ediyor. Evet göz yaşartıcı bir çalışma).


Lou Paris düne kadar hakkında hiç bir fikrim olmayan bir iç giyim markası. Taktir ediyoruz kendilerini. Bu kendi resmi siteleri. Bu flash uygulamada ilk gözümüze çarpan şey hali ile arka planda dans eden abla oldu (allah sahibine bağışlasın). Arka planında video ve ya resim gösteren web uygulamalarında ne bekliyorsanız hepsini bulabileceğiniz sitede ne yazık ki bunun üstüne eklediği bir şey yok (güzel abla hariç).



Designlicks'den ödül alan site bir şekilde ilgimizi çekti (hehe) ve evet bizde tasarımını bir noktada beğendik ve anlatmaya değer bulduk (hehehe), fakat bu tarz işlerde çok hafif bir (varla yok arasında olsa bile) etkileşim olduğu zaman tadından yenmediğini biliyoruz (bakınız Ophelia Fancy için yapılan Flash Mob işi gibi).



11 Ağustos 2011 Perşembe

The End


The End Preloaded tarafından, Channel 4 için hazırlanan bir çeşit platform oyunu. Oyunun basın bülteninde denildiğine göre, oyunu 14 - 19 yaş arası çocukların kendilerini keşfetmeleri için yapmışlar, arkadaşları bu iyi niyetlerinden ötürü tebrik ediyoruz. Bu kendini keşfetme olayı da oyunu oynayan genç arkadaşların, oyun sırasında yaptıkları şeyler, verdikleri kararlar, oyunun ve oyunda kontrol ettikleri karakterin kaderini belirliyor olması. Yıllardır oyun oynayan bir adam olarak bu durumu devrimsel bir şey olarak bulmam pek olası değil fakat bir flash uygulamasında bu tarz bir derinlik ile karşılaşmak gayet hoş.


Oyunun gözüme çarpan ilk özelliği sıradan flash oyunlarının çok daha ötesinde bir içeriğe sahip olması. Günümüzde 2D grafikli (çoğunlukla bağımsız şirketler tarafından üretilen) oyunlar tekrar yükselişteler ve şahsi kanaatim The End bir noktada o oyunların liginde olmaya çalışan bir oyun. Hatta grafik ve animasyon kalitesi ile ligin bazı üyelerinden çok daha iyi bir yerde (çizimler gerçekten çok tatlı). Uzunca inceleme (oynama) şansım olmadığı için bu lige girmeyi başarabilmiş mi bilmiyorum, fakat sırf sanat yönetmenliği için bile taktiri hak eden oyunu her hangi bir şeyin promosyonunu yapmak yerine (en azından doğrudan doğruya promosyonunu yapmak diyelim) kendi içeriğine odaklanmayı tercih ettiği için ayakta alkışlıyorum.

http://playtheend.com

22 Temmuz 2011 Cuma

FC St. Pauli - Skull Generator


Evet futboldan pek anlamıyorum ve pek de ilgilenmiyorum. Hayatımda iki kez Ali Sami Yen'de bir kez de İnönü'de bulunmuşluğum vardır ama hepsi Metallica konserleriydi :). O sebepten FC St. Pauli hakkında bildiklerim (beş dakika önce fanatik Beşiktaşlı Emre abimizden öğrendim) sadece acayip manyak bir taraftar kitlesi olduğu, bu yıl 100. yılına girdiği ve ikinci ligden birinci lige çıktığı.


Beni ilgilendiren asıl kısmı adamların Skull Generator dedikleri flash uygulaması. Sitenin olayı şudur, siteye giriyoruz, fotoğrafımızı (web kamerası ile görüntü de alabiliyor uygulama) upload ediyoruz, bir takım basit ayarlar çekiyoruz ve süper psikopat bir kuru kafa sureti haline gelmeye çalışıyoruz. 100. yıl ve birinci lige çıkma kutlaması için hazırlanan site ile kuru kafa görselinizi hazırlayıp sosyal mecralarda insanlara akıllı olun mesajınızı göndermek için muhteşem bir seçenek (hehe).

http://www.skullgenerator.com

18 Temmuz 2011 Pazartesi

National Parks Project


Yaptığımız iş ile ilgili ne yazık ki şöyle bir durum var, tüm o şatafatlı web siteleri, tüm o yaratıcı efektler, göz kamaştırıcı animasyonlar, havalı teknolojiler, hepsinin içi boş ve hepsi kaybolup gitmeye, tüketilmeye mecbur şeyler. Reklamın doğası gereği, bir süre vitrinde kalıyorlar ve sonra unutulup gidiyorlar. Bugün çok beğendiğimiz bir video prodüksiyon web sitesine muhtemelen seneye erişemezsiniz. Sitenin sahibi olan marka bile en fazla bu kadar sahipleniyor kendisi adına yapılan işi. Mesela hiç bir markanın, tüm mikro sitelerini bir çatı altında topladığı, bir web müzesi yok (çok süper bir fikir, çok büyük bir marka olsam kesin yapardım). 



Bunun dışında elbette yapılan bir çok işin, makyajının altında yüzüne bakmaya değecek bir içeriği yok. Çoğu sitenin kullanıcıya sağladığı deneyim yaklaşık beş dakikadan ibaret (ki beş dakika bile iyimser bir süre). Sonuç itibarı ile amacı bir ürün hakkında basit bir algı oluşturmak olan bir siteden daha fazlasını beklemek elbetteki gerçekçi değil ama zengin interaktif uygulamalardan kendi adıma çok daha büyük bir beklentim var. 



National Parks Project bu noktada beklentilerime cevap verebilen bir site. Bu muazzam flash uygulamanın yapılış amacı Kanada Discovery HD kanalında gösterilen bir belgesele ev sahipliği yapmak. Kanada'nın milli parklarında kamp kuran bir takım müzisyenler ve yönetmenler kampları boyunca orada sanatlarını icra etmişler. Belgeselin konusu bu süreç. 



Web sitesinde projenin geçtiği tüm milli parklar hakkında bilgi sahibi olmak mümkün. Bunun dışında kamp sırasında üretilen müzik ve filmlere de web sitesinden ulaşabiliyoruz (filmler ne yazık ki sadece Kanada'dan izlenebiliyor). Tüm bu zengin içeriğin yanı sıra gayet başarılı bir makyajı da var uygulamamızın. Özellikle parklar arasından seçim yaptığımız dairesel navigasyon ve resim galerisi muazzam olmuş.

Etkileşimli web uygulamaların günün birinde tüketim malzemesi olmaktan ziyade ciddi bir iletişim aracı olacağını umuyorum ve bu tarz işler sayesinde bunun günün birinde mümkün olabileceğine olan inancım artıyor. 

15 Temmuz 2011 Cuma

OXS


OXS italyan bir ayakkabı markasıymış, bilen biliyormuş, çok pahallı ve çok havalı bir markaymış. Vakti ile OXS ayakkabısı olanlar tiki olmakla itam ediliyormuş. Tiki olmakla suçlanan kesimde kendisini "ama aldım 4 yıldır giyiyorum, ayakkabı hala taş gibi" cümleler ile savunuyormuş. Marka hakkında verdiğimiz bu kısa bilgilendirmeden sonra bizi ilgilendiren konuya dönelim, OXS'in web sitesi.



Herşeyden önce elimizin altında güzel bir web sitesi var. Siyah, beyaz, sade, şık bir web sitesi. Bu noktada pek yaratıcı bir site olduğunu söyleyemeyiz. Hatta daha önceden yaptıkları Rubber Soul sitesi beni daha çok etkiledi diyebilirim. Fakat adamların hazırladıkları bir kısa film var ki öyle böyle değil. 

İsmi Purgatorio olan bu film İlahi Komedya'dan esinlenerek lab81 yarafından yönetilmiş ve çekilmiş (artık lab81 neyin nesi ise). Markanın daha önceki reklam kampanyaları ve sektördeki duruşunu bilemediğim için bu çalışmanın kendi alanında radikal bir iş mi yoksa markanın çizgisinde sıradan bir çalışma mı bilemiyorum. Fakat videoyu tekrar, tekrar izlemekten kendimi alamıyorum. Karanlık ama steril atmosferine hasta olduğum, 1:11 deki örtü sahnesi ile 2:05 deki çığlık sahnesine vay benim anam babam dediğim videoya aşağıdan ulaşabilirsiniz.


13 Temmuz 2011 Çarşamba

Sullivan


Sullivan Amerika'lı bir reklam ajansı. Tek olayları dijital değil neredeyse her türlü reklam işini yapıyorlar. Hani sektörde çok duyulan bir laf vardır 360 derece diye (ne farazi bir şeydir o 360 derece...  neyse:P ), işte bu adamlar da onu yapıyorlarmış.



Becerebiliyorlar mıdır, bu alanlar içinde hangilerinde daha başarılılardır, hangilerini yapamıyorlardır bilemiyoruz. Biz sadece resmi web sitelerini çok beğendik.



Ajansın sitesi HTML/Javascript olarak yapılmış. Aşağı scroll ile değişen arka planlar ve görseller söz konusu ki tanıdık bir numaradır ve adamlar yeni bir icatta bulunmadan bu güzel numarayı gayet başarılı bir şekilde kullanmışlar. Arkadaşları tebrik ediyoruz...

http://www.sullivannyc.com/

11 Temmuz 2011 Pazartesi

JAM3



Kreatif Ajans sitesi böyle olur!

Siteye girer girmez adamlar hakkında ilk düşündüğüm şeyler şunlar oldu. Bir bu adamlar oyun oynamayı seviyorlar, iki bu adamlar işin estetiğine hakim oldukları kadar teknik kısmına da hakimler ve üç bu adamlar oldukça yaratıcılar.



Kanadalı ajansın sitesinin bas bas bağırdığı şey bu ve adamların yaptığı işleri incelediğim zaman kendi sitelerinin amacına ulaştığını anlıyorum.

http://www.jam3.com/

8 Temmuz 2011 Cuma

We Miss You


We Miss You doğa ile olan ilişkimiz ile ilgilenen bir sosyal kampanya imiş. Doğa ile hiç alakası olmasayan üç yönetmenin çektiği kısa filmmiş aynı zamanda.

Üstelik Cannes'dan üç ödül almış.


Ve teklime ile muhteşem.

http://www.wemissyou.de/

23 Haziran 2011 Perşembe

Perrier - Le Club


Perrier webde yaptığı işleri çok sevdiğimiz, tabiri caizse hastası olduğumuz bir marka. Seks satar diyen işlere zaten bir sempatimiz var (ehi), bir de bu tarz işler kaliteli oldukları zaman tadından yenmiyor.

Perrier Le Club bir Youtube uygulaması ve markanın resmi Youtube kanalı. Uygulama bize aynı videonun daha sıcak, daha canlı ve daha seksi versiyonunu seyrettiriyor. İlk videoda hoş bir ablanın boş bir bara girişine şahit oluyoruz. Sonraki videolarda aynı olayı biraz daha kalabalık ve biraz daha sıcak bir şekilde tekrar izliyoruz.



Buraya kadar her şey normal, işin esprisi ise yeni videolar sitenin ziyaretçi sayısındaki artış ile açılıyor. Siteyi yeni kullanıcılar ziyaret ettikçe termometredeki sıcaklık artıyor. Sıcaklık arttıkça yeni videolar açılıyor. Şu an sitedeki 6 videodan 5'i açılmış durumda. Heyecan ile son videonun açılmasını bekliyoruz.

http://www.youtube.com/perrier

21 Haziran 2011 Salı

Sobe - Try Everything


Geçen hafta su, soda ve her türlü alkolsüz içecek için bir web araştırması yaptım. Kayda değer facebook uygulamaları, sıradan marka sitesi olmaktan öteye geçen web siteleriydi bulmaya çalıştığım şey. Bir kaç tane cidden hoş çalışma ile karşılaştık. Globalde zaten Coca cola gibi markaların bir çok uygulaması ver. Yerli pazarda ise Sprite ve Yedigün web konusunda iddialı markalar. İki markada hem facebook üzerinde hem de çeşitli micro siteler ile webde en aktif alkolsüz içecek markası olmayı başarmışlar. Kutluyoruz yaklaşımlarını.

Globalde ise bir çok iş arasında en çok beğendiğim çalışma Sobe için yapılan ana sayfa çalışması oldu. Sobe yabancı bir içecek markası. Geçtiğimiz aylarda kendi resmimiz üzerine dövme yerleştirebildiğimiz bir uygulamayı yayına almışlardı ve sanıyorum The Fwa'dan ödülü kapmışlardı. Daha çok gençlere hitap eden duruş olarak bana acayip kot markası Diesel'i hatırlattan bir makra Sobe.



Try Everything, daha önceden de dediğimiz gibi Sobe'nin ana sayfası. Fakat derdi kurumsal iletişimden daha farklı bir site Try Everything. Sitede markanın her ürünü için ayrıca hazırlanmış küçük bir flash oyun/uygulama var. Tabiri caizse deli, matrak işler yapmaya çalışmışlar ve hiç bir uygulama bir diğerinin taklidi olmamış. Kimisi çok basit, kimisi biraz daha prodüksiyon ağırlıklı işler olmuş. Sonuç olarak ortaya muazzam bir iş çıkmış.

Şimdi hep birlikte alkışlıyoruz (isteyen ayağa kalkabilir).

http://www.sobe.com/#/tryeverything

17 Haziran 2011 Cuma

Music Can Be Fun


Her ne kadar müzik ne zaman işkence oldu ki şimdi böyle bir şey söylüyorsunuz şeklinde bir tepki versem de ismine, bu site muazzam bir site. Edan Kwan adında genç bir arkadaşımızın yaptığı bu site, daha önceden örneklerini gördüğümüz, fare hareketine göre hareket eden çizgiyi, benzerlerinde olduğu gibi flash hegomanyasından kurtarmış (yürü bea!!!) ve olayı bir oyuna çevirmiş.


Her ne kadar bu site en iyi ie9 ile çalışır gibi kalbimizi kıran, keşke duymasaydık bunları dediğimiz bir beyanı olmasına rağmen (chrome ile test ettik, ie9 ağladı öyle ifade edeyim) hem Edan Kwan'ı hem de uygulamayı tebrik ediyoruz. Bakmadan geçmeyin!!!


Edan Kwan

30 Nisan 2011 Cumartesi

Logartis 2011 - Gergely Gizella


Gergely Gizella 20 yaşında Macaristanlı bir tasarımcı. Bu genç adam bir çok başarılı işe imza atmış ve kendisine muazzam bir portföy sitesi hazırlamış.

Estetik çizgisi bile gönülleri fet etmeye yetebilen bu güzel web sitesinin, özellikle Make A Wish bölümü çok yaratıcı ve gerçekten çok güzel.

http://www.logartis.info

17 Nisan 2011 Pazar

WeSC - The Chase


WeSC bir spor giyim markası, bu site sayesinde tanışmış olduk kendileri ile. Siteleri an itibari ile The Fwa'dan günün sitesi ödülünü kapmış bulunmakta.

Marka ayakkabılarının bahar koleksiyonunu tanıtmak için kısa bir film hazırlamış. Siteye giren kullanıcı ekranı aşağı kaydırdıkça biraz sonra izleyeceği filmin karakterleri ile tanışıyor. En son karede hazırlanan filme kullanıcıyı yönlendiren bir bağlantı bulunuyor.

Sonra garip bir kovalamaca sahnesini andıran görüntüler ekrana geliyor ve site bizi bahsi geçen ayakkabıların sayfasına yönlendiriyor.


Web teknolojileri olarak çok da enteresan bir numarası olmayan site bizlere adeta prodüksiyon işlerinin gücünü gösteriyor.

http://wesc.com/footwear

14 Nisan 2011 Perşembe

Magnum Pleasure Hunt


Magnum hedef kitlesininde rahat rahat oynayabileceği, oynayanı sıkmayan, interneti bir tema olarak kullanan başarılı bir mini oyun yapmış. Bir oyun olarak çok da eğlenceli sayılmaz ama koşturduğumuz yerlerin hedef kitlenin ilgisini çekebilecek web siteleri olarak kurgulanmış olması başarılı.



http://pleasurehunt.mymagnum.com/

7 Nisan 2011 Perşembe

Transformers 3 - Dann Petty

Dann Petty, şu zamana kadar gördüğüm en yaratıcı tasarımcılardan biri, kolaj, renk, tipografi, web düzeni, web 2.0... Ne ararsanız çalışmalarında oldukça mevcut, dün Behance.net'te gezinirken yeni bir işine rastladım ki, yine kendisinden beklenen performansı göstermiş, zaten gözümde mükemmelken daha da bir değer kazanmıştır. Projesinin adı Transformers 3, linkini aşağıda paylaşıyorum, iyi seyirler dilerim :)


Dann Petty diğer işleri ile;

1 Nisan 2011 Cuma

The WOOD - Andrey Koval & Victoria Koval

Andrey Koval ve Victoria Koval'ın birlikte çalışmaları ile ortaya çıkan bu güzel manipulasyon işlerini şiddetle incelemenizi tavsiye ederim. Bahar aylarına girmiş olduğumuz bu aralar, renkleri o kadar durgun, hüzün dolu yansıtmışlar ki mevsimle, bir yandan da karakter manipulasyonları ile canlılıklarını, mutluluklarını eklemişler... İlginç bir yorum oldu sanırım, nitekim izlerken bende ilginç duygulara büründüm.

İyi seyirler :)

31 Mart 2011 Perşembe

BP Ultimate Ride 2

BP'den oldukça güzel bir flash site, arayüz tasarımları adeta desktop bir oyunun içerisindeymişsiniz hissiyatını sunuyor, renkler oldukça güzel, arabanızı modifiye ediyor olmanız, skin tasarımını yapabiliyor olmanızda cabası. Girin account'unuzu oluşturun ve challenge a başlayın :)

30 Mart 2011 Çarşamba

Legion of Oakley


Oakley anladığım kadarı ile daha çok güneş gözlükleri ile tanınan fakat gördüğümüz kadarı ile ekstrem sporlar içinde ekipman üreten bir marka. Legion of Oakley'de ekstrem sporlar için ürettikleri ürünleri tanıttıkları mikro site.


Çizgi roman estetiği ile tasarlanan sitede ürün gamlarına göre yaratılmış süper kahramanlar ilgi çekici. Ekstrem sporlardan pek anlayan ve takip eden birisi sayılmam, fakat gerçek sporcuların süper kahraman haline getirilmesi gerçekten çok hoşuma gitti. Emeği geçen arkadaşları tebrik ediyorum.

http://www.legionofoakley.com

28 Mart 2011 Pazartesi

Ron de Jeremy


Ron Jeremy Amerikalı bir porno yıldızı fakat her halde emekliliğe ayrılıyor (ya da ayrılmış, tam olarak bilemiyorum) ve Rom işine giriyor.

Ron de Jeremy'de adamın kendi adını verdiği Rom markası için hazırladığı flash uygulama. Bu uygulamada önce üç güzel abladan birini seçiyoruz ve seçtiğimiz ablaya üç kokteylden birini yaptırıyoruz. Her abla'nın her kokteyl için ayrı videoları var. Hatta işin etkileşimini arttırmak adına bir adet press&hold bölümü var ama pek de matah bir şey olduğu söylenemez.

Genel olarak sitenin çok cılız bir içeriği var diyebilirim, yaklaşık beş ile on dakika içinde tüm içeriğini tüketebilirsiniz. Fakat buna rağmen çok iyi bir prodüksiyon söz konusu. Özellikle ablaların kokteyl hazırladığı anlardaki Snatch vari ekran geçişleri çok hoş.

NOT: Sitenin müzikleri de çok başarılı.

http://www.rondejeremy.com/campaign/

27 Mart 2011 Pazar

Miss Dior


Miss Dior hakkında çok fazla söyleyecek bir şeyim yok. Yüksek prodüksiyon ile hazırlanmış Natalie Portman ile pompalanan, nasıl koktuğu hakkında hiç bir fikrimiz olmayan bir parfüm kendisi. Eminim bu parfümden kullanan kadınlar Natalie Portman'ın reklam filmlerinde oturduğu gibi evlerde oturmayı, Natalie Portman'ın reklamdaki manitası gibi adamları tavlamayı istiyorlardır.


Bizim konumuza dönersek, Miss Dior'un minimalist ama zengin tasarımı göz dolduruyor. Özellikle navigasyon için kullandıkları çözüm (yeni bir şey olmamakla beraber) ve animasyonlar gayet hoş duruyor.

http://www.dior.com/prehomeflashmdc.htm

25 Mart 2011 Cuma

IBM - SECTOR 7


IBM denilince aklıma içinde binlerce alt sayfa bulunan, sadece ana navigasyonuna bakınca bile insanı ürperten, inanılmaz kurumsal web siteleri geliyor. Konu IBM gibi bir şirket olduğu zaman sanırım bu bir ihtiyaç hatta zorunluluk olsa gerek. Adamların son kullanıcı ile ilgili bir dertleri kesinlikle yok ve anladığım kadarı ile asıl hedef kitleleri için havalı bir tasarım yerine bilgiye ulaşım daha önemli. Şahsen ben bilgiye illa bu kadar karışık bir site haritası ile ulaşmak zorunda olup olmadığımızı bilmiyorum ama genel olarak IBM'in durumunu kabul edebiliyorum.

IBM - SECTOR 7 ise IBM ile ilgili ezberlerimin tümünü bozuyor. Öncelikle şunu söyleyelim, IBM- SECTOR 7 inanılmaz renkli, cıvıl cıvıl bir iş değil. Hatta kurumsal ve teknolojik IBM duruşuna gayet uygun bir web sitesi. Ama navigasyonu first person shooter oynar gibi yapıyor oluşumuz, asansörler ile test ortamlarına gidiyor oluşumuz uygulamayı kesinlikle IBM standartlarının çok üstüne çıkarıyor.

Konu olarak belki ilginizi çekmeyebilir ama yapılan işi görmek adına muhakkak bir göz atmanız gereken bir iş IBM - SECTOR 7.

* Bu tarz bir iş yapıp, işe alternatif İngilizce versiyon konulmamasını cidden anlamıyorum.